DUYGULARIMIZ
Yetişkin ve çocukların dünyalarında duyguları algılamaları ve değerlendirme şekilleri birbirinden farklıdır. Okul öncesi dönemdeki çocuklar karşısındakinin yüz ifadesinden, mimiklerinden, sözsüz mesajlarından duygularını çok daha kolay anlayabilirler. Yetişkinlerse duyguları anlamak için sözel mesajları ve açıklamaları da dikkate alırlar. Duygular bireyin fiziksel, ilişkisel ya da sosyal bir ihtiyacının işaretidir. Örneğin öfkelenen biri sınırlarının ihlal edildiğini, üzülen biri yaşadığı bir kaybı anlatmaya çalışabilir. Dolayısıyla biz yetişkinler için çocukların duygularının birer ihtiyacı yansıttığını bilmek önemlidir.
Erken çocukluk döneminde bilişsel süreçler ve dil becerileri yaş ve deneyim ile gelişirken, duygular söz konusu olduğunda süreç biraz daha karmaşıktır. Duygular hem deneyim ve beceri ile gelişir hem de yaşamın ilk gününden itibaren oradadırlar. Bir bebeğin doğduğu andaki korku duygusu onun hayatta kalmasına olanak sağlar. Çocuk büyüdükçe yeni ve farklı duyguları keşfetmeye başlar. Sonrasında da hissettiği bu duygular ile nasıl başa çıkacağını öğrenir. En sevdiği oyuncağı yere düştüğü için yaşadığı derin üzüntü ve kızgınlık ile ağlamaya başlayan çocuk, hayatının pek çok döneminde benzer duyguları hissedecektir ancak büyüdükçe bu duygulara verdiği tepkiler değişecek ve normalleşecektir.
Duyguların konuşulduğu, açık bir ifade ile anlatıldığı ailelerde büyüyen çocuklar, kendileri de benzer duyguları yaşadığında bunu konuşarak anlatmayı tercih ederler. Bu durum onların okulda akranları ile olan iletişimini ve sorun çözme becerilerini kuvvetlendirir. Gelecekte karşısındakinin duygu durumunu anlayan, kendini onun yerine koyabilen yani "empati" duygusunu özümseyen bireyler halini alırlar. Çocuklar evde siz ailelerini, bakım verenleri; okulda ise öğretmenlerini ve arkadaşlarını model alarak hayata başlar.
Onları duygusal okuryazarlıkları gelişmiş bireyler olarak yetiştirebilmek için:
1) Çocuğunuza yaşadığınız duyguları ve bu duyguların sizin üzerinizdeki etkilerini kelimelerle ifade edin. Hissettiğiniz duygunun ne olduğunu, neden öyle hissettiğinizi, ihtiyacınızın ne olduğunu açıklamanız çocuk için sağlıklı bir öğrenme ortamı sağlayacaktır. Çocuğunuza "Şu an üzüldüm ve kızdım çünkü kuralları tekrar etmeme rağmen beni dinlemiyorsun" dediğinizde çocuk sizin yüzünüzdeki ifadenin nedenini anlayabilecektir. Ya da çocuğunuza "Bugün çok mutluyum, anneannenlerin geleceği haberini aldığıma sevindim, onları bir süredir görmediğim için çok özlemiştim" diyerek duygunuzu dile getirmiş, isimlendirmiş ve çocuğun yüz ifadenizle o duyguyu birleştirmesine yardımcı olmuş olursunuz.
2) Çocuğun duygularını yansıtmak onların duygularını tanımalarına yardımcı olacaktır. Bu nedenle "Oyuncağını kaybetmene üzüldün.", "Arkadaşın seni oyuna almadığı için kızgınsın." gibi ifadelerle çocukların duygularını aynalamak oldukça faydalıdır.
3) Çocuğunuzla beraber okuduğunuz bir kitap ya da izlediğiniz bir film üzerine konuşabilir, sorular sorarak duygular üzerine sohbet edebilirsiniz. ("Burada ne oldu?", "Sence nasıl hissediyor olabilirler?", "Böyle hissetmelerinin nedeni ne?")
4) Birlikte gazete ve dergilerden insan resimleri kesip bu kişilerin yüz ifadeleri ve nasıl hissedebilecekleri hakkında konuşabilirsiniz. Duyguların yüzümüzde yarattığı ifadeleri canlandırabilirsiniz. Birbirinizin surat mimiklerini taklit edebilirsiniz.
5) Çocukların yaratıcıklarını, canlandırma yeteneklerini ve duygularını anlamlandırmak için resimlerden hikâyeler oluşturmasına yardımcı olabilirsiniz. Okuduğunuz hikâyelerin sonlarını beraber değiştirip "Sence bu hikâyenin sonu nasıl daha farklı olabilirdi?" diye sorabilirsiniz.
6) Çocuğunuzdan farklı duygularını yüzünde canlandırmasını isteyin ve sonrasında onların fotoğraflarını çekebilirsiniz. Sonra da bu resimleri masaya koyup çeşitli olaylar üzerinden sohbet ederek masadaki yüz ifadelerini ne zaman hissedeceğini sorabilirsiniz.
7) Çocuğunuza bazı duyguların daha güçlü, bazı duyguların ise daha zayıf olduklarını anlatın. Korku, öfke, kızgınlık gibi güçlü duygular hissettiklerinde vücutlarında neler hissettiklerini sorabilir (Korktuğunda vücudunda neler oluyor? Kalp atışın değişiyor mu? Ellerin terliyor mu?) ve kendi deneyimlerinizi de onlarla paylaşabilirsiniz. Hissettiği durumu resimlemesini ya da kendi fotoğrafının üzerinde vücudunda yaşadığı tepkiyi işaretlemesini isteyebilirsiniz.
8) Hissedilen her türlü duygunun doğal olduğunu, yanlış ya da doğru duygu diye bir kavram olmadığını çocuklarınızla mutlaka paylaşın. Sadece hissedilen duygu sonrasında varılan düşünce ve/veya yaptığınız davranış doğru ya da yanlış olabilir. Birer yetişkin olarak çocuğun duygusunu kabul etmekle başlamalı, onu dinlemeli ve duygusunu anlamaya çalışmalıyız. Bunu yaparken yanlış olduğuna inandığınız düşünce ve davranışların da doğrularını öğretebilirsiniz. Önce kabul edici bir dinleyici olmak, sonra herkesin bu duyguları hissedebileceği söylemek ve ardından o duyguya yol açan ihtiyacı giderecek müdahaleyi yapmak yararlıdır. Örneğin arkadaşını kıskanan bir çocuğa "Arkadaşını kıskanıyorsun, onunla daha fazla ilgilenildiğini düşündüğün için kızgınsın. Gel bu sorunu çözmek için neler yapabileceğimizi konuşalım." diyerek hem onun duygusunu anlamış, hem de çözüm sunmuş olursunuz.
Çocuklarınızla Beraber Okuyabileceğiniz Kitap Önerileri:
"Öfkeli Örümcek Rıza", Tüliz Kozikoğlu
"Mutsuz Kedi Dila", Tülin Kozikoğlu
"Kıskanç Kubağa Eda", Tülin Kozikoğlu
"Utangaç Köpek Kaya", Tülin Kozikoğlu
"İnatçı Kirpi Mina", Tülin Kozikoğlu
"Eyvah Kalbim Kırıldı", Elif Yemenici
Çocuklarınızla Beraber İzleyebileceğiniz Film Önerisi:
Ters Yüz- Inside Out, Pixar Animasyon, 2015